Telefon bağımlılığı, son yıllarda artarak bir salgın halinde kitleleri ele geçiriyor. Gerek telefonların fonksiyonlarının artması, gerekse de ergonomik yapıları sayesinde her yerde yanımızda bulundurabilmemiz buna sebep oldu. Ekran bağımlılığı bizi tv, bilgisayar, tablet ve telefon olarak zincir halde ele geçiriyor. Yani elimizden tableti bıraktığımızda bilgisayara geçiyoruz. Bilgisayarı bırkınca da televizyona geçiyoruz. Telefon sürekli elimizin altında olduğu için dönüşümlü olarak kullanıyoruz.
Nomofobi nedir?
Nomofobi: İngilizce “no mobile phobia” kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. Telefon kaybolması korkusu diyebiliriz kısaca. Yani cep telefonumuzu anlık veya geniş zamanda kaybetme üzüntüsü. Ofiste başka bir masada bırakma, evde başka bir odada kalması, kafede unutma, cebinden veya çantasından düşme gibi riskleri olan ve zihnimizde sürekli yer işgal eden, içgüdüsel bir korkudur. İçgüdüsel olmasının sebebi; ilkel insanlardaki sürekli av olma riskiyle aynı. Yani her an etraftan bir yırtıcı hayvan çıkıp kendisine zarar verebilir düşüncesiyle kafasını meşgul eden ilkel insanlar başka şeylere odaklanmada zorluk çekiyordu. Bu sebeple gelişme ağır aksak ilerliyordu. Biz de telefondan, iletişimden ve bildirimlerden uzak kalma korkusu odaklanmamıza zarar veriyor.
Zihnimizi meşgul eden şey yalnızca telefonu kaybetme veya uzakta kalma korkusu değil elbet. Arama, mesaj veya sosyal medya bildirimi gelmesi konusu da var. Sürekli telefonu kontrol etme, her bildirim sesinde odaklandığı şeyden uzaklaşıp telefona yönelme gibi durumlar da zihnimizi oldukça meşgul ediyor.
Alıntı: Birleşik Krallık Posta Ofisinin yetkilendirmesi ile YouGov isimli pazar araştırması şirketi cep telefonu kullanıcılarına acı çektiren endişelere göz attı. Bu çalışmaya göre, Birleşik Krallık’taki telefon kullanıcılarının yaklaşık %53’ü “telefonunu kaybetme, batarya veya kontör bitimi, kapsama alanı dışında kalma” gibi durumlarda huzursuz olmaya eğilimliler. Araştırma erkeklerin %58’inin kadınlarınsa %48’lik kısmının bu fobiden acı çektiği tespit etti. Aynı zamanda %9’luk bir kesim cep telefonları kapalıyken stres hissediyor.
Fantom Titreşim Sendromu Nedir?
Telefonuna çağrı veya mesaj gelmediği halde öyle zannedip eline telefonu alanların yaşadığı bir durum. Pekçok kişiye olduğu gibi size de oluyordur. Cebinizdeki telefondan bir titreşim hissediyor ve telefonunuzu elinize alıp ekranını açıyorsunuz. Fakat herhangi bir bildirim bulunmuyor. Bazıları telefonu cebinden alırken bildirimi de yanlışlıkla kapattığını düşünüp başlıyor nereden bildirim geldi diye araştırmaya. Fakat ortada kayda değer bir bildirim yok. Aslında herhangi bir şeyin, kumaşın veya ceketin cep kısmına doğru değmesini titreşim oldu diye sanıp elimizi telefona götürüyoruz. Normalde telefon titreşimi ile kumaş değmesini ayırt edebilecek olan zihnimiz, bir tarafını komple telefona odakladığı için elimizi telefona götürmemize sebep oluyor.
İşte bu durum fantom sendromu ya da fantom titreşim sendromu olarak anılıyor. Fantom hayalet manasında kullanıldığından hayali titreşim olarak da anlamlandırılabilir. Bu sendromu sürekli yaşamıyorsanız, endişelenecek bir durum yok. Bu bir hastalık değil çünkü. Fakat gün içerisinde defalarca yaşıyorsanız işte ortada ciddi sinirsel bir sorun olabilir. Bu durumda bir sağlık kuruluşuna başvurmalısınız!
Telefon Bağımlılığı Oyunlaştırılabilir mi?
Telefon bağımlılığından kurtulmanın en etkili ve kesin yolu, telefonumuzu kapatmak, kırmak veya satmaktır. Bunları yapmanın mümkün olmadığı koşullarda yaşadığımız için mecburen onlarla daha doğru ölçüde yaşamaya gayret göstermeliyiz. Her süreci oyunlaştırmak mümkündür! Buna, telefon bağımlılığı da dahil. İşin içinde oyunlaştırma (gamification) varsa pekiştireçler ve motivasyonlar da vardır. Yani dış motivasyon, iç motivasyon, ödüller, statüler gibi mekaniklerin kullanılması gerekiyor.
Oyunlaştırmanın amacı: Hedeflenen davranış değişimi için (ön ayak olmak, yönlendirmek, sürecin zorluklarını hafifletmek, sıkıcı olanları eğlenceli hale getirmek, motivasyon yükseltmek) yardımcı olmak. Peki telefon bağımlılığı için ne yapmalıyız? Asıl olay telefonla yaptığımız işleri engellemeden, gereksiz yere geçirdiğimiz süreyi azaltmak. İşte bu durumda ilk akla gelen şeyler telefonu belirli süreler elimize almamak olmalıdır. Bu giriş aşamasında kullanılması gereken bir yöntemdir. En azından bağımlılığın şiddetini azaltır.
Hangi Telefon Uygulamalarını Kullanmalıyız?
Şuana kadar birkaç uygulama inceledim. Genellikle telefonu eline almama, bildirimlere bakmama üzerine kurgulanmış. Bu ilk kısımda yapılabilecek şeyler olduğu için mecburen bu tip bir uygulama kullanılabilir. Mesela forest uygulaması var. Bu uygulamada hikayeleştirme kullanılmış. Mesela siz belirli sürelere göre telefonu ayarlıyorsunuz. o süre içerisinde telefonu elinize almazsanız o sürenin sonunda belirtilen ağaç sanal bahçenize ekiliyor. Burada ne kadar uzun süre kullanmazsanız o kadar büyük bir ağaç verildiğini unutmamak gerekiyor. Hikaye burada bitmiyor tabi. Uygulamanın adı üstünde ormanı oluşturmanız için, hafta içerisinde en çok ağaca sahip olmanı zgerek. Tüm kullanıcılar arasında orman karşılaştırma tablosu var. belirli oyunu tiplerini tetikleyecek bir kısım olmuş.
Uygulamada 10 ila 120 dakika arasında belirli süreleri seçip kuruyorsunuz. O süre içerisinde herhangi bir bildirime bakar veya başka uygulamaya girerseniz (Örneğin Tumblr) Tumblr yüzünden bir ağaç öldü mesajı beliriyor ekranda. Yeşili ve doğayı sevenlerin bu konuda ilgili olabileceği için teması da özenle seçilip kurgulanmıış. Hem ücretsiz hem de ücretli 2 farklı tipi var. Ücretlide tüm fonksiyonları kullanabiliyorken ücretsizde sadece süre ayarlayıp orman geliştiriyorsunuz.
Diğer bir odaklanma uygulaması da Digital Detox. Bu uygulama Forest gibi 10 dakikadan değil direk 2 saatlik bir telefon mahrumiyetinden başlıyor. Tabi, bu zor bir giriş olacak. O yüzden öncesinde forest kullanabilirsiniz. Digital Detox Challence uygulaması adı üzerinde detox kapışmasına imkan tanıyor. Kim daha fazla telefondan uzak kalacak diye bir süreç geliştirecek. Ayrıca uygulama içerisindeki tavsiyeler de az çok sizi yatıştırır şekilde veriliyor.
Günlük Telefona Kaç Kere Bakıyorum?
İşte bu güzel bir soru. Süresini değil de kaç kere telefonu elinize aldığınız görebileceğiniz bir uygulama belirtiyorum size. Uygulamamızın ismi Checky. Bu uygulamanın görevi ise bir önceki gün elinize kaç kez telefonu aldığınızı göstermek. Uygulamada haftalık olarak önceki günleri karşılaştırıp grafiklerle telefonla ilgilenme gidişatınıza göz atabilirsiniz. Ben bu uygulama sonrası daha dikkatli davranıyor ve ortalamamı düşürmeye gayret ediyorum.
Alıntı: Türkiye’den 18-50 yaş arası 1000 kişinin katılımıyla ortaya çıkan sonuçlara göre Türkiye akıllı telefon bağımlılığının en yüksek olduğu ülke. Türkiye’deki kullanıcılar günde ortalama 71.7 kez cep telefonunu kontrol ediyor, bu da yaklaşık tam 15 dakikada parlak bir ekran yüzü gördüğümüz anlamına geliyor.
Kendi Kendinize Uygulayabilecekleriniz Neler?
İşte işin en zor kısmı burası. Öncelikle kendi motivatörlerinize hakim olmanız gerekiyor. Yani sizi neyin motive ettiğini hangi zaman, hangi mekan ve hatta hangi olaylar karşısında istekliliğinizin arttığını tespit etmelisiniz. Belirli ödüller sunmalısınız kendinize. Bu ödülleri zorluk derecesi ayarlanmış, dağınık bir algoritmayla ardışık olmayan bir şekilde kendinize takdim edersiniz. Dilerseniz pomodoro gibi basit bir mantığı benimser, dilerseniz herhangi bir yerde karşılaştığınız sayıya göre gelen bildirim sayısına ulaşınca telefonunuzu elinize alabilirsiniz. Eğer gerçekten iradenize hakim olamayacak gibiyseniz belirli sürelerde telefonu kapatıp şarja takmanızda fayda var. Bu en azından sizi biraz engeller.
Alışkanlıkların dönüşümü zorlu oluyor. Bünyemiz alıştığı şeyden vazgeçme konusunda direnç gösterir. Aynı direnci sizin de davranış değişikliği yaparken uygulamanız gerekiyor. Ben de bazı yöntemleri uygularken zorlanıyorum. Fakat motivasyonum daha ağır basıyor ve başarıya ulaşıyorum.
Mesela ben sırf dış uyaranları azaltmak ve kontrol edebilmek adına, facebook tüm bildirimlerini ses ve titreşim dahil olmak üzere kapattım. Herhangi bildirim geldiğinde ekranda bile bilgi balonu gelmiyor. Twitter yalnızca mesaj ve mention iletileri titreşim ile bildiriliyor. Instagram uygulamasına dair hiçbir bildirim ses, titreşim veya ekran bilgi balonu olarak gelmiyor. Mail, whatsApp, sms, gibi iletiler için sadece titreşim uyarısı kullanıyorum. WhatsApp içerisinde çok fazla grupta yer almamaya çalışıyorum. Dahil olduğum grupları rahatsız edilmek istemediğim saat dilimlerinde bildirimsiz sessize alıyorum. Google Play güncellemelerini de sessiz bildirime aldım, yalnızca bildirim balonu geliyor. Sosyal medyayı yalnızca belirli zamanlarda kullanmaya çalışıyorum. Telefonda bir yazı okurken dahi dikkatimi dağıtabilecek birçok unsur bulunuyor. Bunların önüne geçmeye çalışırken zorlansam da diğer konulara vakit ayırmak benim için daha büyük önem taşıyor. Telefon bağımlılığı bir düşmansa eğer, çok güçlü olduğunu bilmemiz gerekiyor.
Çocuklar İçin Telefon ve Tablet Büyük Tehlike
Ekran bağımlılığı diye tabir ettiğimiz, telefon, tablet, bilgisayar ve televizyon gibi cihazlarla geçirilen vakit, her yaş grubunu etkisi altında bulunduruyor. Bir araya gelen yetişkinler bile ellerinden telefonu düşürmezken çocukların ellerindeki bu renkli kutuları nasıl alacağız?
- İlk olarak sadece belirli zaman dilimlerinde bu cihazlarla vakit geçireceklerini bilmeliler.
- Belirli süreli olan ekran ilişkilerinde Israrlara karşı dirayetli olun.
- Onları cihaza bağlayacak, zihinsel gelişimlerine zarar verecek uygulama ve oyunlardan uzak tutacağız.
- Mümkünse onlara hitap eden bilgilendirici ve geliştirici içerikler yükleyelim.
- Çocukların yanında nasıl sigara içmiyorsak, telefonla daa fazla vakit geçirmeyelim.
- Nasıl ki yediği içtiği önemliyse, telefonla uzun süre vakit geçirmemesi de önemlidir.
- Youtube başta olmak üzere video içeriklerin olduğu uygulamalar çocuklar için tam bir dipsiz kuyu.
- Mümkünse telefonumuzda çocuğun erişemeyeceği bir açılış şifresi veya simgesi belirleyelim.
Küçük bir çocuğun telefon veya tablette oyun indirip oynaması onun zeki olduğunu değil, ihmal edildiğini gösterir!
Yeni Telefon Bağımlılığı Uygulaması Yolda
Muhtemelen bu maddelerin çoğu uygulanamıyor. Yemek yedirirken video izliyor, telefon veya tablet olmadan susmuyor gibi bahanelerimiz vardır. Ama gerçek bu. Bu konuda daha hassas olmamız gerekiyor. Telefon ve tablet yerine daha çok çocuklarla sohbet etmeliyiz, hikaye anlatmalıyız, Fiziksel ve az fonksiyonlu oyuncaklar oynamalıyız. İlgili yaş grubuna özel becerileri geliştirecek oyuncaklar seçmeliyiz ki faydalı olsun. Telefon bağımlılığı konusunda yayınlanan uygulamaları edinip oradaki sürelere uymalıyız. İletişim bağınız yüksek olsun. Oyunla kalın.