Öncelikle kuşaklar meselesinden herkes bıktı. Farkındayım. Fakat sizlere bu yazıda daha önce karşılaşmadığınız çok farklı bir konudan bahsedeceğim. En azından gayret edeceğim. Gamer Kuşağı
Ben kuşakları yaşa göre değil de döneme göre ayırma ihtiyacı hissediyorum. ( bu yazımı okuyun, sonra bunu…) Zaten yazacağım şeyler de belirli bir yaş gurubunu kapsamıyor. En azından Gamer kuşağını kapsamıyor. Çünkü bu gurubun içine 10 yaşındaki de giriyor 45 yaşındaki de. İlginç ama hepsi aynı yapıda. Eğer yetenek yönetimi ve yetenek keşfiyle ilgileniyorsanız bu yazı sizin için önemli bir başlangıç noktası olacaktır. Hatta farklı karakter tiplerini de içine alan bir kuşak olduğu için bazı konuları tekrar düşünmemiz gerekebilir.
Tanımlanamayan Kuşak
Bugünkü konumuz tamamen z diye adlandırılmış olan bir kuşağa ait. Bu kuşak gamer kuşağı. En azından şimdilik onlar böyle söylüyor. Biz ise onlara bir isim takmadık. Z diyip geçiyoruz. Aslında tanımlayamıyoruz. İsim takmadık diyorum çünkü onlar bizim gözümüzde ikinci sınıf vatandaş. Şuan iş dünyasında gizli azınlıktalar. Sayıları oldukça yüksek. Ama bunun bir güç olduğunun farkında değiller. Sistemin içinde yer almaya gayret ediyorlar. 5-10 yıla kalmadan iş dünyasında en önemli söz sahibi olacaklar.
Geçtiğimiz ay içinde İstanbul Fuar merkezinde gerçekleşen Gamist oyun ve oyuncular fuarını ziyaret ettim. Çeşitli alanlarında cosplay (oyundaki karakterlerin makyajına bürünmüş insanlar) dolaşan, turnuvalar yapılan, oyun tanıtımları ve seminerler olan bir fuardı. Tek amacım bu konu hakkında bilgi toplayabilmek ve onları doğal oyuncu halleriyle gözlemleyebilmekti. Bu gözlem sürecinde gördüğüm ilginç noktalar oldu. Mesela benim anlamlandıramadığım ilginç grafik görselleri olan bir oyunda 2 kişinin oynaması hem spikerler sayesinde izleyenlere yorumlanıyor, hem de sinevizyon sayesinde büyük bir katılımcı guruba izletiliyordu. 30 yıl önce futbol yorum programları bize ne kadar uzaksa bu iş de bize o kadar uzak. Youtube gibi video paylaşım ortamlarında oyuncuların çektikleri videolara rastlamamak imkansız. Geçen Arifin Manchestera attığı golü ararken bir gamer videosuna denk geldim =) Bölüm nasıl geçilir konusundan, yabancı uyruklu diğer oyuncularla nasıl iletişime geçilire kadar ve hatta daha fazlası bile bu videolarda anlatılıyor. Kimisi klanların gizli özelliklerini, kimisi minecraftta yaptığı yerleşkeyi, kimileri de bir bölümü ne zorluklarla geçtiğini keyif ve gururla anlatıyor.
Necdet Komutan Efsanesi
Bana göre en eğlenceli ve en önemli sosyolojik öğeler barındıran video Necdet komutan taktikleridir. Kendisi 11 yaşında olmasına rağmen oyundaki yaşça büyük olan ekibine emirler veriyor. Kendine has felsefesi olduğunu savunan Necdet komutan saygı duyulmasını istiyor. normal hayatta içe kapanık ve asosyal olan gamer kuşağını en etkili anlatan video Necdet komutana ait. Örnek olarak bir video ekliyorum. Dikkat uygunsuz konuşmalar var. (Yazıyı ilk yayınlarken kullandığım video yayından kaldırılmış. Mecburen Necdet Komutanın farklı bir video kullanmak zorunda kaldım. )
https://www.youtube.com/watch?v=tKkY1U7663U
Gamer ne arar bizim Plazada?
Gamer nedir? Bir veya birden fazla oyunla bağımlılık düzeyinde zaman geçiren, oyunda ustalaşan ve bu felsefeyi içselleştiren demek. Neden Gamer? Çünkü vakitlerinin çoğunu video oyunlar oynayarak geçiriyorlar. Etrafta o kadar çok gamer var ki. O gözle bakmayınca herkes bilgisayarın başında vergi dairesi memuru gibi görünebilir. Fakat gözlemlemek ve çalışanları tanımak bu yüzden gerekli.
“Kimle çalıştığını bile bilmiyorsun oradan çıkıp çeşitli emirler yağdırıyorsun. Olmaz sayın yöneticim. O işler öyle olmaz. Yani bu seferlik affettik seni. Ama bir dahaki sefere çeker kapıyı çıkarız.”
Bu kişilerin harcama sıralamasınının en tepesinde oyunla alakalı şeyler var. Hem doğrudan oyun içinde hem de oyunu oynayabilecek alet ve aksesuarlar için gözünü kırpmadan paralarını harcıyorlar. Yaşıtları pahalı ayakkabı, pahalı restaurantta check-in ve pahalı telefon peşinde koşarken onlar pahalı mouse, pahalı bilgisayar fanı ve klavyesi gibi şeylerin ğeşinde koşuyorlar. Birçoğuna anlamsız gelen harcamaları onların yaşam biçimi. Hatta bizlerin harcamaları da onlara göre çok mantıksız.
Peki bunun neresi tehlikeli?
Bir çok noktada farklıyız. Tek fark harcamalarımız değil tabii ki. Mesela bizler için kahvaltı, öğle yemeği, akşam yemeği gibi kavramlar varken, onların yeme içme alışkanlıkları, hatta en temel ihtiyaçları bile farklı. Uyku saatleri yok. Ne zaman sızarlarsa o zaman uyurlar. Masanın yanında kahve veya çay makinesi olmalı ki ayağa kalkmasınlar. Kimseyle konuşmaya, camdan dışarıya bakmaya ihtiyaçları yok. Klavyeyle yapabilecekleri bir iş olsun yeter. Çünkü onların en samimi dostu klavyeleri.
Bunları neden mi söylüyorum? Çünkü bizim plazalarımızda böyle bir düzen yok. Aslında bizde düzen var onlarda yok. Peki düzen olmalı mı? Bu da tartışmaya açık bir konu. Yani sanıyor musunuz ki onlar iş dünyasının kadrolarında söz sahibi olurken, herkes gibi saat 12 de yemeğe çıkabileceğini? Sabah mesai başlangıç saati diye onu bir kaç saat önce yattığı yatağından kaldırabileceğini? Kusurabakma sevgili yönetici. Onlar bu düzene ayak uydurmaz. Onları istiyorsan onlar gibi bir sistem hazırlaman gerek. Gamification (Oyunlaştırma) bu ihtiyaca yönelik kurgulanabilir ve gamer kuşağını tatmin edebilir.
Bu yüzden hem kendini, hem diğer çalışanlarını hem de iş süreçlerini düzenlemen gerekiyor. Öyle örnekler var ki; Sevdikleri oyunun yeni bölümü çıktı diye yıllık izin kullanandan, bölümü geçmek için geç uyuyup sabah zombi gibi işe gelenine kadar. Bunları yapanları uzakta aramayın. Onlar aramızda. Belki bir yönetici olarak, belki de yanı başımızdaki masada oturan iş arkadaşımız olarak. Ama çoğalmaya ve seslerini daha gür çıkarmaya devam edecekler. Daha verimli çalışabilmeleri için alıştığımız düzenin dışına çıkmaya, belki de bize yabancı gelen farklı bir iş yapış biçimine geçmemiz gerekecek. İşte bu yüzden önlem almalı ve tehlikeyi fırsata dönüştürmelisin.
Ben bir gözlemci ve araştırmacı olarak iş dünyasına uyarıp farkındalık yaratmakla mesulüm. Bu konu hakkında yaptığım araştırmalara devam edecek ve kimi zaman burada, kimi zaman da konferanslarda anlatacağım. Bu aşamada kendi düşüncelerinizi, eleştiri ve yorumlarınızı iletmenizi rica ediyorum.
Oyun Fuarları:
GameX Oyun Fuarı
GIST Gaming Oyun Fuarı