Yeni Mezun ve mezuniyet bekleyen öğrenci arkadaşlara bazı yaşanmışlıklar sunacağım bu yazımda. Baştan anlaşalım, Kızmak yok. Karamsar gibi görünen yazı esasında gerçeklerden bahsediyor. Üniversiteli işsizlere bu yazıda üniversitedeki öğretim görevlilerinin sizlere söylemediği şeyleri vadediyorum; Gerçekleri.
Öğrenci arkadaşlar okurken farklı bir dünya mezun olunca farklı bir dünya yaşıyorlar. Çünkü okulda hep pamuklu giysiler söyleniyor. Ama mezun olunca likralı kıyafetleri öğreniyorlar. Ve ilk darbe de bu şekilde oluyor. Mezun olup staj da bittikten sonra hele ki staj naylon olarak tamamlandıysa oh ne ala. Ne hayaller vadeden genç bir anda bunalımlı bir işsiz oluveriyor. Çünkü ilk defa yere düşüyor. Ve canı yanıyor. Hoşgeldin binlercesinin yanına üniversiteli işsiz.
Mesleksiz Mezun
Kendimden örnek vereyim. İlk üniversite eğitimimde ön lisans pazarlama okudum. Okulda enerjim yüzünden hocam bana sen Coca Cola da pazarlama müdürü olacaksın demişti. Ki nedendir bilinmez 90 ların sonlarından beri en nokta atışı hayalim buydu. Hocanın pazarlama müdürü olacaksın dediği ben okul bitince KFC de kasiyer olabildim. Sonra dünya dönmeye başladı. O güne kadar başkalarının dünyasında dönüyordum. Sonra kendi eksenime oturttum ve dünyamı döndürmek için neler yapmam gerektiğini anladım. Soğuk duş, şoklama artık ne olarak değerlendirirsek değerlendirelim. Bu bana her zaman güzel bir atasözümüzü hatırlatır. “Bin nasihat, bir musibet”. İnsanlar yaşayarak öğrenen varlıklardır. Dolayısıyla bu yazdıklarım pek çoğunun hoşuna gitmeyebilir. Yok canım benim kariyerim belli mezun olunca şu olacağım bu olacağım diyenler olabilir. Ve hatta bunu başaranlar da olabilir. Lakin milyonda bir olacak bu. Yani hepiniz o soğuk duşa gireceksiniz. İlk defa soğukla tanışıp titreyeceksiniz. Sonrasında hemen bir havlu bulup kurulanın ve yeni soğuklara hazırlıklı olun. Çünkü ondan sonraki soğuk duşlar o kadar sizi etkilemeyecek.
Çok güzel at sürmek var. Ama ata binmeyi öğrenmek için bir çok kez düşersiniz. Herkes vay be ata ne güzel biniyor der. Ama sizin kaç kere düştüğünüzü bilmezler. Mezuniyet işte böyle bir şey. Düşe kalka öğreneceksin. Üniversiteli işsiz olduktan sonra anlıyorsun asıl meseleyi. Şanslı insanlar direk güzel bir işte çalışıp gerçekleri göremeyecek. Umuyorum o kadar şanslılar ki bu yazıyı bile okumayacaklar.
İş dünyası dışarıdan yemek dolu bir tencere gibidir. Leziz dumanı üstünde. Ama içine girmek için sıcak tencereyi ellemek gerekir. Önce çıplak elle tutmaya çalışır elini yakarsın. Sonra nasıl tutacağını öğrenirsin. Ve bir müddet sonra tencerenin kurallarını öğrenirsin. Lezzete ulaşmak için elini yakman gerekir.
Şimdi gelelim hayatın ara renklerine. Özel hayatta, aile içerisinde ve hatta üniversitede sadece ana renkleri öğrenen arkadaşlarım. Üniversiteli işsiz olarak en önemli sınavında tek başınasın. Ve bu sınavda başarılı olmak için vazgeçmeyeceksin.