Dün bir arkadaşımla, yaşadığı kötü mülakat konusunu görüşüyorduk. Benim de aklıma geldi. 3 sene önce yaşadığım bir iş görüşmesinin nasıl fiyaskoya döndüğünü aktarmak istiyorum. Öncelikle etik değerler söz konusu olduğu için kişi, kurum, sektör bilgilerini iletmeyeceğim. Sadece metodun hatalı olduğunu göstermek istiyorum. Zaten geçen zaman içerisinde kendilerini geliştirdiklerini düşünüyorum. Bu arada sizlerin de başından geçen kötü veya ilginç mülakat deneyimleri varsa yorum olarak paylaşabilirsiniz. Firma ve yetkili ismi olmadan paylaşmanızı rica ederim.
Kötü Mülakat Kötü İşe Alım Süreci
X firmasından İK ve Eğitim süreçleriyle ilgili bir iş teklifi içeren mail sayesinde iletişime geçip randevulaştık. Randevu mailinde şirkete ulaşabileceğim bir kroki olmadığı için(!) Şirketin sitesini kontrol ettim. Şirket adresi Sadece İstanbul / Turkey olarak belirtildiği için google haritalar üzerinden firmayı aratıp adreslerini tespit ettim. Normalde istanbul trafiği, hava muhalefeti ve prensip gereği erken gittiğim adreste ofisi bulamadım. Oradaki bir kaç yere sorduğum halde tatmin edici bir cevap alamadım. Benimle iletişime geçen kişiyi aradığımda ben bugün çalışmıyorum, şu numaradan size yardımcı olabilirler cevabını aldım =) Verilen numaradaki kişiyle görüştüğümde günün ilk şokuyla karşı karşıyaydım. (diyaloglarda kullanacağım kısaltmalar; x: şirket a: ben) Nasıl ki kümülüs bulutları yağmurun habercisiyse, bu diyalog da kötü mülakat habercisiymiş.
x: Ali bey biz oradan taşındık.
a: Ne zaman taşındınız?
x: Bir kaç ay oldu
a: Keşke haber etseydiniz de taşınırken yardıma gelseydim.
x: Efendim?
a: Diyorum ki haritalarda eski adres çıkıyor. Keşke mailde yeni adresle ilgili uyarı bilgilendirmesi yapıp kroki gönderseydiniz.
Neden Bizimle Çalışmak İstiyorsunuz?
Yeni adresi alıp tekrar başka vesaitlerle ofise ulaştım. Normalde görüşme saatinden 20 dakika geç kalmıştım. (Fakat bu, görüşmeye erken geldiğim için oldu. Eğer tam saatinde eski adrese gitseydim, o zaman bu gecikme 1 saati bulabilirdi.) Ofise geldiğimde görüşmek için şirket sahibinin odasına alındım. Birkaç dakika içerisinde odada ben dahil 4 kişi olduk. 2 ortak ve 1 iş koordinatörü ile birlikte sohbete başladık. Görüşme esnasında incelenmesi için mail olarak gönderdiğim cv den 3 kopya çıkarılmıştı. Bu arada şirketin yeni nesil bir teknoloji yumağıyla donatılmış olduğundan bahsetmeme gerek yok. Bu kadar teknolojik alet varken neden cv 3 kopya olarak kağıda basıldı anlam veremedim. (Kağıt israfı yapmayalım efendiler!)
Cv deki belirli kısımlarla ilgili sorular yalnızca teyit amaçlı üzerinden geçildi. Bu minik sohbet sona erdikten sonra asıl kısma geçildi.
x: Ali bey size bazı sorular sormak istiyorum
a: Elbette buyurun lütfen.
x: Öncelikle neden bizimle çalışmak istiyorsunuz?
a: (Ben başvurmadım, siz bana teklif yaptınız diyemedim ama =)) Bu sektördeki bir şirkete ik ve eğitim süreç kurulumu iyi bir deneyim olacak.
x: Peki, Boğaz köprüsü en yoğun zamanında trafik kilitlense üstünde toplam kaç araç olur?
a: =)
x: Elinizde 9 tane benzer top var. Bir tanesi diğerlerinden farklı ağırlıkta. Bir elinizde de analog terazi. 3 hakkınız var. Ağırlığı farklı olan topu bulabilir misiniz?
a: =)
x: İçinde yolcu olmayan bir Boeing uçağının ağırlığı ne kadardır?
a: =)
x: Bir cetvel ile bir fili nasıl tartarsın?
a: =)
Buna benzer birkaç soru daha soruldu. Öncelikle çok üzüldüm. Kendi sektöründe ülkemizin de dahil olduğu bir coğrafyada lider olduğunu belirten, dünya genelinde adı konuşulan bir şirketin başındaki kişilerin google’a en zor mülakat soruları yazıp, bulduklarını bana sormaları oldukça yanlış bir yerde olduğumu gösterdi. Amacın, üzüm yemek olmadığını anladım. Gerçi amaçlarının ne olduğunu muhtemelen kendileri de bilmiyorlardı. Görüştüğümüz pozisyon, şirketin insan kaynakları ve eğitimle ilgili fonksiyonlarının oluşturulup yönetilmesiydi. Zaten bazı fonksiyonları dış kaynak olarak kullanıyorlardı.
Eğer Birini İşe Almak İstiyorsanız
Eğer birini işe almak istiyorsanız, öncelikle görüşme esnasında saatler önce geldiğiniz ofisinizde elinizde arabanızın anahtarıyla dolaşmamalısınız. Özellikle logosunu gösterir biçimde elinizde tespih gibi sallamamalısınız. Ne düşünüyordu? Oooo bu kadar pahalı bir arabası var. Bu süper bir haber. Kesinlikle burada işe girmeliyim mi demeliydim? Unutmayınız! İstanbul trafiğinde bir Aston Martin de, Bir servis minibüsü de aynı hızda gider.
Eğer birini işe almak istiyorsanız, o pozisyon için hangi yetkinliklere ihtiyaç duyulduğunu araştırabilirsiniz. Gereklilikleri, görev tanımları, nasıl analiz edilebileceği gibi bir takım şeyleri de bu sayede öğrenebilirsiniz.
Eğer birini işe almak istiyorsanız, internette bulduğunuz magazinsel soruları sormazsınız. Özellikle bu tip konuları araştıran, bilen bir kişiye asla.
Eğer birini işe almak istiyorsanız, bilginiz olmayan konularda “kontrolcü” yapınızla süreçlere müdahale edeceğinizi ve bunu yaparken farklı bir kurumdan danışmanlık alacağınızı söylememelisiniz. Bu kadar iş yüküne gerek yok, zira komple dış kaynak kullanır ve işi ehline teslim edersiniz.
Eğer birini işe almak istiyorsanız, kesinlikle işe alım konusunu dış kaynak kullanarak yapmalısınız. Belli ki kendi alanınızda çok iyisiniz. IQ nüz 250, Egonuz arabanızın beygir sayısı kadar olabilir. Ama her iş için bunların olma zorunluluğu bulunmuyor.
Eğer birini işe almak istiyorsanız, düzenli bir hayatı olan aile ferdiyle çalışmak istiyoruz deyip haftanın 2 günü gece de çalışmamız gerekebiliyor dememeniz gerek. En azından bir düşünün düzenli hayat iş yerinde gecelemek mi? Bu bir öncelik değil.
Google’da Çalışacak Kadar Akıllı mısınız?
Görüşmede internetten bulunan o soruların bazılarını cevaplayıp geri kalanı için de, bu soru şöyle bir yetkinlik istiyor, bu yüzden bunu cevaplamak istemiyorum diye bilgi verdim. Bu soruların hangi pozisyonlar için sorulduğunu da ekledim. Ki o dönem hatırlarsınız “Google’da Çalışacak Kadar Akıllı mısınız?” kitabı yayınlanmıştı. Hatta kitap hakkında yazı yayınlayan blogger arkadaşım Müge Arslanın bloguna bakabilirsiniz. Pozisyon ayırt etmeksizin sorulduğunda, kötü mülakat için vazgeçilmez kaynaktır.
Benim için fiyasko olarak gerçekleşen görüşme, umarım karşı tarafa bir şeyler katmış ve doğru kişiyi doğru yöntemlerle bulmuşlardır.
Kötü mülakat bitmiş, üstünden yaklaşık 2 ay geçmiş. Benimle mülakat yapan beyefendiyle farklı bir yerde karşılaştığımızda;
a: Merhaba X bey. Görüşme sonrası bana olumlu veya olumsuz bir geri dönüş yapmadınız?
x: ee.. şeyyy.. Biz o pozisyonu durdurduk.
a: Anladım. Bana öyle bir mail de gelmedi.
x: Hımm… Sanırım ilgili arkadaş unutmuş.
a: =)
“Egolarımızı Dizginleyerek, Bilmediğimizi İtiraf Edebiliriz.” Sanırım coğrafyamızdaki temel yönetici yetkinliği; Şişkin ego. Ego ne kadar büyüksse o kadar büyük yönetici olunacak gibi bir yazılı olmayan bir kural var. En önemli eksikliğimiz; Bilmiyorsak bilmiyoruzdur. Öğreniriz sorun olmaz. Ama bilmediklerimiz için biliyoruz dersek, Hiç bir zaman doğrusunu öğrenemeyiz. En güzel mülakatlar sizlerin olsun. Kötü mülakat anılarınızı firma ve yetkili ismi vermeden yorumda belirtebilirsiniz.