Bir işsizlik hikayesi sabah 06:30 da alarm sesiyle başladı. Uykulu gözlerle telefona doğru yöneldi. Alarmını kapatıp hızlıca ayağa kalktı. Mutfağa gidip su ısıtıcısının düğmesine bastı. Lavabodan sonra yatak odasına geçip kıyafetlerini giydi. Hava soğuktu, içine yeleğini giydi ve yanına atkısını aldı.
Mutfağa girdiğinde ilk işi kahvesini yapmaktı. Her sabah olduğu gibi kahve içmeden güne başlamazdı. Kahvesinden bir yudum aldı ve sigarasını yaktı. İlk duman gözüne kaçmıştı. Masadaki çerçevede kızı ve eşinin, eğlendikleri bir anda habersizce çekilmiş hafif flu bir resim vardı. Onlara baktı, gülümsedi. Bu gece de her gece olduğu rüyalarına giriyorlardı. Çok özlemişti. Ama görüşmelerine daha zaman vardı.
Pandemi sonrası hem izolasyon önlemi olarak hem de maddi sıkıntıdan dolayı eşi ve kızını durumları da çok da iyi olmayan ailesinin yanına, memlekete göndermişti. Masrafları azaltmak için aldığı diğer bir önlem de site içindeki evlerinden, daha küçük ve merkeze uzak bir ilçede eve taşınmak oldu. Çünkü Ahmet işsizdi. 2 yıldır iş bulamamış ve artık eşine göre iş beğenmiyordu. Oysa Ahmet kendi pozisyonunda iş bulamadıkça daha farklı işlere de başvurmaya başlamıştı. Hatta bu süreçte küçük işler de yapmıştı. Sırf para kazanmak için daha öncesinde varlığından haberdar olmadığı işler yapmıştı. İşsizlik pis işti. O da gittikçe kendisini daha da pis hissediyordu.
Pandemide İşsizlik
Çok uluslu bir bankanın leasing bölümünde müdür yardımcısıydı Ahmet. Banka bu operasyonu kapatınca işsiz kaldı. Bütün bankalara başvurdu. Fakat hepsinden direkt ret cevabı aldı. Finansla alakalı her işe başvurdu. Kimisinde tecrübesiz göründü, kimisinde de fazla tecrübeli. Sanki araftaydı. Kimseyi ikna edemedi. Bir dönem katılım bankalarından birinde işe girdi. Fakat anlamını bilmediği bir gerekçeden dolayı 2 ay sonra işten çıkarıldı. O günden sonra da masa başı bir iş yapması mümkün olmadı. Pandemi sebebiyle birçok kurum pozisyonlarını durdurdu. Milyonlarca kişi işsiz kalmıştı ama Ahmet zaten önceden beri işsizdi. Dolayısıyla artık onun işsizliğini önemseyecek kişi sayısı da azalmıştı.
Uzun zamandır çalışmıyordu. Çevresindeki çoğu kişiyle, borç para ister algısı oluşmasın diye görüşmüyordu. Ara sıra yakın arkadaşı Selim’le sohbet ediyor, o günleri özlediğini dile getiriyor ve anılarını anlatırken gözlerinin içi gülüyordu. Çalışmayı çok seviyordu. İş yerinde de çok mutluydu oysa. En stresli günlerde bile kahve sohbetlerinde işyerinin terasında ettiği sohbetleri bile özlüyordu. Bir kitapta denk gelmişti. Danimarkalıların iş yerinde mutlu olmayı tarif eden bir kelimeleri var: İş” anlamına gelen arbejde ve “mutluluk” anlamındaki glaede kelimeleriyle oluşturulan arbejdsglaede “iş yerinde mutluluk” demek. Kelimenin yaşayan karşılığıydı bir zamanlar Ahmet.
İşten ayrıldıktan sonra yüklü bir tazminat almıştı. İlk başlarda yatırım yapma fikri vardı. Fakat işsizliğinin ne kadar süreceğini bilemediği için kıdemli bankacılık öngörüleriyle parayı bankaya yatırmıştı. Aldığı tazminatın bir kısmını farklı işlerde faydalı olması adına sertifika programlarında bile kullanmıştı. Süreç uzadıkça mevcut para da azalmış ve uzun vadeli plan yapılamayacak dereceye gelmişti.
İşsizlik ve Çaresizlik
İşsizlik ve beraberinde sorunlar o kadar uzamıştı ki, Ahmet bir zaman sonra depresyona girmişti. Hem maddi sıkıntılar hem alışılmadık bir düzenin esiri olmak çok yormuştu. Ailesinden mecburen uzaklaşmış ve 20 yıl önce vermeye çalıştığı kariyer hedefleri sorunlarıyla yeniden karşılaşmıştı. Bu, Ahmet gibi kişilerin kaldırabileceği bir yük değildi. Ama Ahmet dayanıyordu. Keşke bu duruma düştüğünde evli ve çocuk sahibi olmasaydı gibi düşünceler geçiyordu kafasından. Öyle ya, bu işsizlik ve parasızlık koymazdı ona. Aslında onu boğan en büyük şey sorumluluktu. Hiç böylesini tatmamıştı.
Uzun zaman sonra kaderine boyun eğdi ve bir üniversitenin iç güvenlik biriminde işe başladı. Oldukça yorucu bir işti. Hem yaşı sebebiyle hem de alışkın olmadığı bir döngüde çalışmaya girmesi onu zorluyordu. Uzun vakitler ayakta olmak, çoğu insan tarafından önemsenmemek, düşük bir maaş almak ve hayatının bambaşka bir alanda ilerleyişi kafasını kurcalıyordu. İşsizlik pisti. O da yeterince kirlenmişti. Şimdi de alışkın olmadığı bir şekilde o kiri temizlemeye çalışıyordu.