Ofislerin en temel gereksinimi Havadır. Ofislerin havalı olması lazım. Hem mecazi anlamda sinerji, hem de gerçek anlamda oksijenli. Havasızlıktan bunalan bir çalışanın verimliliği düşer, kolay pes eder ve işini yapamaz. Muhtemelen bunu bilimsel olarak açıklayan insani gereklilik olduğu sonucuna ulaşan bir çok makale bulabiliriz. Herkesin bildiğini varsayalım ve konumuza dönelim.
İnsan kaynaklarını klima ile benzeştireceğim. Olması gerekenin, sanılanın aksine yapılmadığı bir gerçek. Hani aklınızda bulunsun. Bir gün bir çalışan ik ya mail atarsa havasızlıktan şikayet ederek, ona sakın “o zaman sen de klimayı çalıştır” demeyin =) örneğine bizzat şahit oldum. Klimayı taze hava veren bireyler var ofiste. Bu çalışanları bilgilendirmek ise insan kaynakları departmanının görevidir.
Klima mı yoksa havalandırma mı?
İnsan kaynakları klima değildir! Klima var olan havayı, ısıtır veya soğutur öyle aktarır. Havalandırma ise yeni havayı içeri dağıtır. İnsan kaynakları havalandırma olmalıdır. Yani yeni ve taze havayı içeri dağıtmalıdır.
Söz konusu gereklilik, sektörüne ve kurumun ihtiyaçlarına yönelik çözüm üretmeye gayret etmektir. Yani departmanın en önemli işi elindeki ölçüleri bilip kumaşı ona göre dizayn etmek. Başkasının ölçüsünde kesilen kumaşın kurumunuza dar veya bol gelme ihtimali olacaktır. Yapacağınız ataklar ve girişimler için potluk olmaması, kuruma özgü çözümlerden geçer.
Genel anlamda insan kaynakları departmanının var olan havayı ısıtıp veya Soğutup dağıtması ise yaratıcılık konusunda sıkıntı yaşadığı anlamına gelir. En önemli mesele taze ve yeni çözümler sunmaktır. Bu bağlamda atılacak adımların sırf iş yapılmış olması için atılmış ve faydasız olmaması lazım. Aynı şekilde hem öylesine yapılan yenilik veya girişimler ve başka kurumlardan kopyalanmış uygulamalar kurum içinde istenileni vermez.
Peki böyle olursa?
Tabii ki böyle yapıldığı müddetçe insan kaynakları departmanının bir işe yaramadığı algısı gelişir. Var olan bu zihniyet sadece patron veya sözde kurumsal şirketlerinin suçu değil. Büyük çoğunluk iş bilmeyen, beceriksiz ve yaratıcılıktan uzak sözde ik cıların suçudur. Bu vesileyle bize yani ik yı gönülden yaşayanlara büyük sorumluluk düşmektedir.
Ne yapalım?
Kendimizi iyice tanıyalım. Sonra ne yapabileceğim ve sorumluluğumdaki işleri aktarabilirim. İletişim en önemli aracımız. Kurumun her zerresine bu araçla ulaşabilirsiniz. Kendimizi tanıtalım ve sorulara makul cevaplar verelim. İstenen uygulamaları ölçümleri ile birlikte raporlayalım.
Önce kendimizi tanıyalım. Kim olduğumuzu bilelim. Bu sayede insan kaynakları mesleğini hakkıyla eda edebiliriz.