Bosphorus Conferences tarafından düzenlenen HR Tech 2015 isimli zirve 21 Ocak tarihinde Radisson Blu Otelinde gerçekleştirildi. Zirve hakkında twitter üzerinden #HrTech2015 hashtagi ile paylaşımlarda bulunduk. İnsan Kaynakları Teknolojileri zirvesi gittiğim tüm zirvelerden farklı bir yerde durur. Çünkü ilk defa konuşmacı olarak bir zirveye davetliydim.
Konu blog yazılarımda da sıkça bahsettiğim İnsan Kaynaklarının teknolojik uygulamalarıydı. Teknolojinin ik ya kattığı ivme, kurumlarda azımsanamayacak ölçüde büyük verim ve kolaylık sağlamaktaydı. Bu konferansta da kurumlarda yapılan teknolojik uygulama örneklerini ve emsal teşkil eden kullanıcı deneyimlerini görme fırsatımız oldu.
Benim anlattığım konu kurumların sosyal medya ile imtihanıydı. Başlıktan beslenen alt unsur, kurumlarda sosyal medyaya olan uzak durma eğilimiydi. Sosyal medyayı benimsediği zaman daha pratik süreçlere dahil edebilecekken, uzak durmak niye? Bu vesileyle işe alım konusunun sosyal medya sayesinde nasıl pratik ve faydalı hale getirebildiğini aktardım.
Sunum örneğine slide share üstünden ulaşabilirsiniz. Sunumu kilit cümlelerle bezeyerek, izleyenleri paragraflarla boğmak istemedim. Geneli doğaçlama anlatımla geçtiği için düz metni de slide share ekinde bilgilerinize sundum.
Açılışta Volkan Akı (Bosphorus Conferences Zirve Koordinatörü ve Cost Reduction Enstitü Direktörü) müjdesini verdiği Cost Reduction Enstitü hakkında bilgisahibi olduk. Bu Enstitü İK da maliyet düşürme teknikleri konusunda avantaj sağlamaktadır.
Konferans konuşmalarında en etkileyici olanı, Kamil Koç otobüs firmasının uygulamalarını anlattığı konuydu. Arkadaşım Pakize Güleç ve diğer Kamil Koç çalışanı Mert Önen’in anlattığı dijitale uzak insanlarla dijital uygulamalar başarı öyküsüdür. İlkokul eğitim seviyesindeki şoför ve muavinlerin dijital bilgi paylaşımında sıkıntı yaşaması ve çıkardıkları zorluklar firmayı daha pratik çözüm bulmaya itmiş.
FNSS savunma sistemleri firmasından yine başarılı bir blogger olan Çiğdem Özdemir Evren yaptıkları uygulamalar hakkında dikkat çekici bir sunumla bilgi paylaştı. Hatta kullandıkları sistemi içeriden besleyen doğrudan çalışan katılımını baz alan bir organizma olduklarının altını çizdi.
İk Masası blogu sahibi Mehmet Babuşçu ise Organik Kimya isimli firmalarında kullandıkları bazı teknolojik altyapıların kullanım alanlarını aktardı. Özellikle dünya çapında 200 bin şirketin kullandığı Yammer isimli kurum içi sosyal ağın artılarını aktardı. Burada esas konu, çalışana karşı sorumlulukları onların her hareketini ölçülebilir hale getirmeyi hedeflemelerinin olduğunu iletti.
Defacto firmasından Oğuz Erdoğan, Mutluluk departmanı ve mutluluk müdürü olan ilk firmayız diyerek ideal işyeri olma şartlarından birini gerçekleştirdiklerini iletti. Öyle ya işyerinde mutluysanız daha ne olacaktı ki? Ayrıca kurumu hakkında çeşitli sayısal veriler de iletti. 2015 yılı içerisinde 25 bin mülakat yapacaklarını ve bunların yüzde 70 civarının olumsuz olacağını iletti. Bu vesileyle olumsuz adayı küstürmemenin yolarını düşünüp buna göre kararlar aldıklarının altını çizdi. Defacto da başvuran adayın aynı zamanda kurumun müşterisi olduğu için adaya yapılan hareket, müşteriye yapılmış felsefesi hakim.
Ayrıca İk, it yi öğrenmezse koltuklarını onlara devretmek zorunda kalacak diyen Derya Türkkorkmaz ve Teknolojik yetenek savaşlarını aktaran blogger arkadaşım İpek Alver Özpehlivanın da konuşmalarını dinleme fırsatımız oldu.
Teknoloji ile harmanlanmamış bir insan kaynakları sisteminin teknolojiye hassas kişilere, yani odağındaki insana hitap edemeyeceği bir gerçek. Bu sayede kurumlar kendilerini ve sistemlerini geleceğe adapte edebileceklerdir.
Bu zirvede bana konuşmacı olma fırsatı sunan Bosphorus Conferences firmasına, Mustafa Yeşilli ve Filiz Özene, diğer konuşmacı ve davetlilere teşekkür ederim.