Yılları güzel bir üniversite, sonra güzel bir iş, terfi, ünvan ve kariyer ile geçerken en önemli kısım arka planda kalır. Kendisine uygun bir eş bulmak için aynı havayı soluyan aynı sektöre veya mesleğe sahip kişilerden medet uman beyaz yakalı instagramda gördüğü düğün fotoğraflarına bakınca “o da mı evlenmiş?” tepkisini gösterir.
İş dünyasına özel düzenli network organizasyonları düzenleyen bir arkadaşımla yaptığımız sohbette ağırlıklı katılımcıların kadın olduğunu belirtmişti. Organizasyonun içeriği nedeniyle olabileceğini düşünmüşken, katılımcı kadınların genellikle 30 yaş üstü olduğunu ve geliş amaçlarının biraz farklı olduğunu dile getirdi. Genellikle bu tip organizasyonlarda katılımcıların elit bir kitleyi temsil etmesinden dolayı gelenler aslında kendi denginde bir eş arıyorlar. Bu isteklerini dile getirmekten de çekinmiyorlar. Bu tip network organizasyonlarına bir de bu açıdan bakıldığını ilk defa işitmiştim. Şaşırdım. Fakat o güne kadar aklıma gelmeyen bir soru takıldı kafama. Beyaz yakalı kimle evlenecek?
Malum kendine has bir çevresi ve etkileşimleri, eğitimi ve hatta kültür düzeyi farklı olduğu için görücü usulüyle evlenmeye yanaşmıyor. Çalıştığı yerdeki adayları da çoktan elediyse, elde kalan son kale okul arkadaşları. Sosyal paylaşım siteleri veya ortak arkadaşlar vasıtasıyla bu kişileri sorgulayıp oradan da bir iş çıkmayacağını anladığında yıkılır beyaz yakalı. Aslında ayaktadır ama yıkılan ümididir. Ve bu yıkımla birlikte karamsarlık da başlar. Kimle evlenecek? Peki ne zaman?
Beyaz yakalının dertlerinden en gizemlisi sanırım buydu. Genelde ya kuşak farklılıklarından, ya maaş zamlarından ya da ofis havalandırmasından şikayet ederler. Fakat bu çok özele meseleyi yalnızca en yakın arkadaşlarına açarlar. Ve genelde şu cümleyle başlar; “Ne zaman evleneceğiz yahu”
Kısacası belirli bir yaşa gelmeden olayın ciddiyetini anlayamayan beyaz yakalı, 30’unu devirdikten sonra armudun sapı, üzümün çöpü diyerek elediği eş adaylarını ilerleyen zamanlarda tekrar değerlendirmeye alacaktır.
Bu işler ha deyince olmuyor elbet. Belirli hedefler uğruna bazı şeyleri erteleyebiliyor insan. Fakat terfini beraber kutlayabileceğin, bu bayram kimin ailesine gidelim kurası çekebileceğin ve eve geldiğinde ayaklarına yapışan minik afacanların olmadan o hedefler hep mat kalır. Kişisel düşüncem bu şekilde. Ama en iyisini siz bilirsiniz tabii ki =)