Mülakat iyidir. Üstündeki ölü toprağını alır. Kirini pasını ayıklar.
Kısacası eksiklerini ve gelişmesi gereken yanlarını görürsün. Ayırt etmeden, uygunsa(!) git görüşmelere.
Hem görüşmekten ne çıkar?
Belki yeni bir iş? Belki bir fırsat? Belki de kocaman bir fiyasko.
Mülakat tecrübesi kişinin kendine olan güvenini de artırır. Piyasaları yoklar. Olması gereken yerin neresi olduğunu görür. Eksikse düzeltir. İlerideyse başvurularını ona göre düzenler. Her koşulda yararlıdır. Çalışırken mülakata gitmek candır. Canandır. En önemli motivasyon kaynağıdır.
Neticede çalıştığın kurumdan emekli olmayacaksın değil mi? Yoksa otoritelerin(!) Y kuşağı söylemine inat “yerim rahat, maaşım da güzel” demeyeceksin dimi?
Öyle kişiler var mesela. Muhtemelen her şirkette de ortaya çıkar. Elimi sallasam ellisi der. Ama hanimiş mülakat tecrübesi dediğinde pıtırcık kuşu gibi kalır öyle kenarda. Öyle dilde olmuyor bu iddialar. Göstermen gerekiyor cüsseni. Bi çık dışarıya. Temiz hava al. Beynine oksijen gitsin. O plaza çürüttü seni. Aynı sistemi uygula dur. Zaten değişik bir şeyler de yaptırmıyorlar. Hatırlasana geçen sene bir projen vardı. Mis gibiydi. Ama noldu? Yediler. Hem projeni aldılar. Hem de seni olduğun gibi bıraktılar. Anlasana artık burada fazla kalamazsın. Çıkıp gitmen, yeni ofisler görmen ve yeni kişilerle tanışman gerek. Hem kim bilir belki daha da iyi olacak. İyi olmasa da en azından hareket etmiş olursun. Yeni şeyler görmüş ve sistemler tanımış olursun. Belki yeni bir masa, koltuk ve hatta cam kenarı bir oda? En azından denersin. Yaşarsın! Ve en önemlisi bir şeyler öğrenirsin.
Ben olsam çoktan çıkmıştım dışarı.
Elimde cv dolaşmıştım plazaları.
Ertesi gün işe geldiğimde dilimde bir türkü uzatmışım ayakları.
Almıştım kahvemi basmıştım fiyakayı.
Duydun mu beni?
Sana söylüyorum.
Heey… Alooo. Uçmuş bu ya.
Nyse sn mşglsn glba…