Şekil olarak birkaç bölümde irdelenebileceği gibi, kendi içinde de kurum yapısına ve yönetici karakterine göre değişebilen sistemler bulunmaktadır.
Her firmada çalışıp tecrübe edinemeyeceğimiz üzere çeşitli mecralardan duyup kulak kabarttığımız yönetim stillerini kendimizce yorumlarız. Tabi ki yorumlarımız kendimizden bir şeyler katarak olur. Ve duyumlar bazen hüsran ile sonlanabilir. Örneğin bir arkadaşımın sırf yönetim yapısına aşık olduğu bir firmaya yaptığı başvuru sonucunda işe alınması ve karşılığında hüsrana uğraması gibi. Duyduklarınız ne kadar gerçekçi bu da önemli tabi ki. Ama sırf yönetim biçimine aşık olduğunuz bir işletmenin şartlarını ve diğer kriterlerini de incelemezseniz iş hayatınızda kötü bir tecrübeye sebebiyet verirsiniz.
Yönetimde Farklılıklar oluyor elbet. Yöneticinin tecrübesi, personelinin yaptığı işe karşı hassasiyeti, liderlik yetkinliği ve en önemlisi karakteri değişkenleri belirliyor. Kurum Yapısı gereği veya yöneticinin kişiliği sayesinde bazı idareler otoriter, diktatoryal olabiliyor. Bazı kurumlarda ise tam tersi bir yönetim oluyor.
Yönetici, personelini şirkete karşı yüzüstü bırakmaz, savunur ve gözetir. Değişkenler çok fazla olsa da aynı kurumda birden fazla yönetici tipiyle karşılaşabilirsiniz. Aynı kıdemde ve aynı unvanda olup da farklı dünyalar yaşatanlar da var.
Ama yönetici bu anlamda karşımıza hep uyulması gereken olarak çıkmamalı. Bazen yöneticinin evrimleşmesi ve düzene adapte olabilmesi gerekiyor. Aynı unvanda 2 farklı kutup olmayı başaranların verim düzeyleri de o kadar farklı oluyor. Birisi işi yapmaya zorlarken, diğeri liderlik ediyorsa üst yönetim ve personelin gözünde fark ortaya çıkar.
Bir başka yönetici tipi de duygusal olanıdır. Elbette her bireyin yöneticilik yapabileceği bir gerçekse her yöneticinin duyguları olabileceği de bir o kadar gerçektir. Duygular arasında da ölçü farkı olabilir. Mesela iş yapma heyecanı orantısız olduğu zaman karşımıza bir diktatör çıkabilir. Veya personel arasında duygularıyla hareket edip belirli kişilere karşı daha esnek olanı. Kişinin yaptığı işin niteliği yerine kişiyle arasındaki bağı ön plana çıkaran hamleler zarara sebebiyet verir. Mesela hiç anlaşamadığı bir personeli ekibin en iyi halkası olsa bile gözünü kırpmadan çıkarılmasına karar verebilir. Fatih Terim örneği gibi. Veya kasadaki çürük domates ile dışarıda çok iyi vakit geçiriyor diye kasadaki diğer domateslerin çürümesine de yol açabilir.
Yöneticinin her daim öz eleştiri yapması ve egolarına yenik düşmemesi gerekmektedir. Yönetici, Lider olduğu vakit saygı duyulan bir karaktere sahip olur.