Acun Ilıcalı’nın sahibi olduğu TV8 de yayınlanan Survivor programı her yaş gurubuna hitap eden bir reyting canavarı. Bu program sosyal hayatta insanların gündemini sürekli işgal ettiği gibi, onu izlediğini saklayanlarla da dolu. Yani program tam bir cazibe merkezi. Hiç izlemeyenler bile program hakkında bir miktar fikre sahiptir. Benim tv alışkanlıklarım biraz farklı olduğu için izlemiyorum. Ama Ahmet’e çok haksızlık yapılıyor =) Tabi programın yayınlandığı gün misafir olarak gelen bir arkadaşım programın müptelasıysa o başka. Mecburen de olsa izlemek durumunda kalabiliyorum =)
Programın izleyiciye tek gram yararı olmasa da çok sayıda fanatiği bulunuyor. Program yayınlanmadığı zamanlarda bile konu edildiğine göre insanlar gerçekten onu özlüyor. Program çok uzak bir ülkede yani Dominik Cumhuriyetinde çekiliyor. Çeşitli adalar mevcut. Bu adalarda yaşayan yarışmacılar birbirleriyle çeşitli aktivitelerde yarışmak durumunda. Bu yarışmanın sonucunda ödül çok basit. Yemek. Çünkü ada şartları Robinson Crusoe nun şartlarıyla neredeyse aynı.Tek farkı etrafta onlarca kamera ve yayın ekibi dolaşıyor. Herkes aç. Ve yarışmada üstün performans göstermeleri gerekiyor. Bu performansı gösterebilmek için de iyi beslenmeleri gerekiyor. Aç olan bir takımın kazanması için tek ihtiyaç; motivasyon.
Bu sene programda yarışmacı olabilmek için 250 bin kişi başvurmuş. Bu sayı inanılmaz yüksek. Zaten survivor hakkında yazabileceğim yazı da bu haberden doğdu. Bu kadar başvuru bir işe yapılabilir mi diye düşündüm. En fazla başvuruyu devlet kurumları alıyor diyelim. Kpss sınavı sonrası yapılan başvurularda bile bu kadar yüksek bir oran bulunmuyor. İşte beni yazmaya iten tek neden bu. Tabii yazmadan önce izlemediğim program hakkında biraz bilgi sahibi olmam gerekiyordu. Genellikle o düştü bu kazandı, şu dedikodu yaptı, o ağladı, bu saldırdı gibi haberlere denk geldim. Sonra neden izlemediğim aklıma geldi =)
Yarışacak kişi sayısı toplam 20. Bunların yarısı ünlüler gurubunda yer aldığına göre, başvuranlar sadece 10 kişilik kadroya dahil olabiliyor. Yani her boş kontenjan için 25000 kişi başvurmuş. Bir pozisyon için mülakatlar neticesinde toplam 249990 kişi elenmiş. Eğer survivor bir şirket olsaydı bu başvuru sayısıyla piyasanın tozunu attırırdı. Özellikle de başvurulan pozisyonun kalitesi bakımından. Eğer bu bir iş ilanı olsaydı kriterleri neler olurdu?
Şimdi bu bir kaç maddeye baktığımızda bir şirket olsaydı survivora kaç kişi başvururdu? Böyle bir iş ilanı görseydiniz tepkiniz ne olurdu? İnanılmaz ama gerçek, yarışma popülerliğini korudukça bir sonraki sene başvuru sayısı 2 katına çıkabilir. İşveren markası bakımından incelendiğinde şartları bu kadar kötü olmasına rağmen o şirkette çalışma isteği hat safhada. Maaş yok, karın tokluğuna diyemeyeceğim çünkü aç kalarak çalışıyorsunuz. Şirkette sürekli kavga, gürültü ve huzursuzluk hakim. Şirketiniz size sürekli ağır kondisyon gerektiren işler veriyor. Prim olarak hak edebilirseniz 1 hamburger yiyebiliyorsunuz. Sivrisinekler ve farklı bir iklimin oluşturduğu ekosistemdeki böceklerle uğraşmak zorundasınız.
Yani sözün özü insan ünlü olma ihtimali uğruna maslowun ihtiyaçlar hiyerarşisinin en temeline gebe kalabiliyor. Buradan çıkarılabilecek tek ders var; o da çalışma şartlarınız ne olursa olsun insan, en çılgın teklifleri değerlendirebilendir.