Stajyer kurumların ilginç yapısıdır. Ne içindedir kurumun. Ne de büsbütün dışında. Tam olarak çalışanı değildir. Ama yabancı da.
Stajyer sistemine 2 açıdan bakmakta yarar var. Hem kurum açısından hem de stajyer açısından. Böylelikle empatik bir zeminde iki tarafı anlayabiliriz.
Öncelikle staj yapmak isteyen bireyin amacı nedir? Teoride kazandığı bilgiyi pratikte yoğurmak mı? Veya staj defterini doldurmak edasıyla bir hikaye sahibi olmak mı? Eğer birinci amaç ise, önünde bir kaç engel var. Neticede staj süresini geçirdiği kurumun nitelikleri her açıdan önemli. O kurumda ileriye dönük bir kariyer planı yapamıyorsa, o kurumun referansından yararlanmayı bilmeli.
İlk hedef kurumu tanımak. Kurumun sektörünü bilmek. Kültürünü, iş yapısını ve dinamiklerine hakim olmak. Bu sayede kurumda kalması açısından bir artısı olacak. Veya aynı sektörde farklı bir firmada anlam kazanacak. Düşünsenize, aynı sektörün devlerinden birinde staj yapıp, diğerinde çalışmak. Sektöre ve iş yapış biçimine Hemen adapte olan, inovatik fikirlere sahip ve geleceği parlak bir stajyer şirket için tehlike arz eder. Ya kuruma yerleştirip yararlanacak. Ya da rakip firmaya kaptırıp kendi kalesine attığı golü izleyecek.
Kurum, stajyer ihtiyacı belirlerken geleceğe yatırım kapsamında değerlendirmek gerekir. Bu vesile ile stajyer de seçici davranmalı. Bu misyonu benimsemiş bir Değerlendirme ekibi ile stajyer alımı yapılması gerekir. Kaldı ki stajyerin kurumda badi ataması özenle yapılmalı ve gözetim altında tutulmalıdır. Bu sayede stajyerin gelecekte kuruma olacak faydaları tespit edilebilir. Stajyer evvela ne istediğini bilecek. Ya nerede çalışmak istiyorsa orayı çabalayacak. Ya da sektör deneyimi namına bir şey yapacak.
Staj demekle bitmiyor. Kurum Kültürü buna yatkın olmalı. Birey stajyer gömleğini belirli bir şeylere ulaşmak adına giymelidir.