Bir şirketin, marka olma yolunda atacağı en belirgin adım kuşkusuz bağımlılık ve kalitedir.
Kalite konusunda daha önce bir yazı yazmıştım. (Yazıya buradan ulaşabilirsiniz) Kaliteyi oluşturan unsurlar, ürün ve yahut hizmet, sistem ve çalışandır. Bunların saat gibi işlemesi gerekir.
Bağımlılık ise kaliteye olan hassasiyet ve birey de yarattığı kişisellik algısıdır. Sahiplenme ve kendinden bir parça buluyorsa daha kolay bağımlılık oluşabilir.
Bu iki unsurda da aslında unutulan ve akla gelmeyen bir kavram var. o da “Zaman”. Bir markanın marka oldum diyebilmesi için en gerekli şey aslında zamandır. Belirttiğim gibi unutulan bir kavramdır ve aceleci olmak isteyenler bu kavramı es geçer. Zamanla işler rayına otururken, zamanla sistemler de işlemeye ve bilinirlik artmaya başlar. Eğer markanın var olduğu yer niş pazar değilse, gerçekten zamana ihtiyaç duyar. Geçen zamanda süreklilik ve ilerleme istikrarının yakalanması gerekir.
Markanın marka olma koşulu bağımlılık yaratmaksa eğer, hizmeti ve yahut ürünü müşterisine özel konumlandırmalı. yani bireyin markayı bağrına basması ve öpüp başına koyması bağlılık yaratmakla eşdeğerdir. Marka olmak isterken işin özünü de unutmamak gerekir. Mesela ham madde, ürün teknolojisi, sistemsel gelişmeler, pazarlama stratejileri, çalışan bağlılığı yaratmak için can atan bir kurum Kültürü ve satış sonrası Hizmetler.
“Ne kadar iyi çalışan, o kadar iyi hizmet”
Çalışanlar markaya hizmet ederken kendilerinden de bir şeyler katarlar. Velhasıl çalışanlarıyla birlikte işlemeye başlar. Mesela Toyota markasını incelersek bu konuyu toparlayabiliriz. Toyota markasını oluşturan en önemli unsur iş yapış biçimleri, üretim disiplini ve Taiichi Ohno karakteridir. Kişiler geçici, kurumlar baki dersek Taiichi Ohno ya ihanet etmiş oluruz. O olmasaydı belkide toyota dünyanın en önemli otomobil markalarından birisi haline gelmezdi. Çalışanlar kadar önemli olan bir diğer unsur da üründür. Yani markanın ürünlerinin kalite ve bilinirliği esastır. Kimi markalar tümden gelim yaparak marka öncelikli bir imaj oluştururken, bazıları da Tüme varım yöntemiyle ürün imajını ön planda tutarlar. Markanın bilinirliği adına bir de imaj çalışması yapmak gerekir. Bunun için ilk aşama reklam ve markayı yansıtan bir maskot. Turkcell salyangozu, Milka ineği gibi başarılı örnekler mevcuttur. Her ne olursa olsun, markanın ete kemiğe bürünmesi ve tüketiciye hitap etmesi gerekiyor. Kendinden bir parça buluyorsa tüketici de bağlılık yaratabiliyor.
“Gönüllere taht kuran marka olmak için, gönülleri fethedin”