Engelsiz Kariyer ve Karanlıkta Diyalog işbirliğiyle düzenlenen ik blogger buluşmasına katılmanın farkındalığını yaşıyorum. Bu sayede, birçok arkadaşımdan dinlediğim ve çok istediğim bu etkinliği deneyimleme fırsatım oldu. Gerçekleşen organizasyon Karanlıkta Diyaloğun iş dünyasına modellenmiş hali olan Business in a Box üzerineydi. Etkinlik, iş yerlerinde takım olma ve birçok duyguyu içinde barındıran bir özelliğe sahip.
Dünyamız gördüğümüz kadardır. En azından bizler için. Belki evinizde denemişsinizdir, gözümüz kapalıyken başka odaya gitmeye çalışırız ve çok zorlanırız. Halbuki yıllardır binlerce kez yürüdüğümüz yerin bile yabancısıyız.
Aktif izcilik yaptığım dönemlerde kampta gece yürüyüşü düzenlerdik. Zifiri karanlıkta, ormanın içerisinde belirli noktalara takım olarak gitmeye çalışırdık. Karanlıkta diyaloğun ilk başlarında öyle hissettim.
7 kişilik ekipler halinde içeri tek sıra ve elimizde kanada tipi bastonlarla önümüzdekinin omzundan tutarak girdik. Korkuyoruz. Çünkü hiçbir şey görmüyoruz. Duyarak ve dokunarak hissediyoruz. Sonra bir masaya oturma telaşımız oldu. Bize yardımcı olan görevliler görme engelliydi. Onların aydınlığı, bizim karanlığımız. Yürüyerek masaya oturma işlemi yaklaşık 10 dk sürdü. Yaklaşık diyorum çünkü orada zaman da yok. Normalde 1 dakikada yapabileceğimiz şeyi 10 katı sürede yapabildik.
Masada bir bulmaca çözdük. Ekibimizden her kişiye farklı boylarda ahşap parçalar verildi. Biz de onu büyükten küçüğe doğru dizmeye çalıştık. Fakat sadece kendi ahşap parçamıza dokunuyoruz. Ekipteki diğer parçaların büyük veya küçük olduğunu onlardan dinliyoruz. Nasıl ölçüp söyleyeceğimize bile karar veremedik. Neticede çok alakasız bir yapı çıktı ortaya. Anladık ki başkalarının ölçüsü ve anlattıkları bizim algıladığımız kadar. O yüzden bir şeyi tanımlarken başkalarının da anlayabileceği gibi tanımlamalıyız.
Sonrasında masamızda kahve içtik kek yedik. Her şeyi biz hazırladık. Paylaştık. Mesela ben keki 7 kişiye eşit paylaştırmak için çok caba sarf ettim. Kahveyi, şekeri, karıştırıcıyı ayırt etmek zordu. Sonra ipten bir kare yapmaya çalıştık. Görmüyoruz ama kare için yapılabilecek tüm varyasyonları denedik ve başardık.
Bu Deneyim Bana Ne Kattı?
Empati. Özellikle başkaları gibi düşünme ve başkaları için de hareket edebilmeyi. Sonra takım olma. Ve o takım üyelerine güvenebilme. Organize olabilme. Hem de görmeden kimin ne yapabileceğini bilmeden doğrudan delegasyon ve bir işin ucundan tutma. Bütün bu yaşadıklarım aslında başka bir dil öğrenmek gibi. O an görme engellilerin dilini konuşabilir oldum. Onlar gibi düşünebilir ve hareket edebilir oldum. Bu deneyim bir çok duyguyu yaşamamı sağladı.
Şimdi bu deneyimi iş yeriniz için de uygulayabilirsiniz. Hem takım çalışması, ekibinizin birbirine güvenlerinin artması için hem de engelli çalışanlarımızla empati kurabilmek için. Karanlıkta Diyalog hakkında tüm detaylara bu siteden ulaşabilirsiniz. www.dialogistanbul.com
Bu dolu dolu etkinlikte buluşmamızı sağlayan özellikle Engelsiz Kariyer kurucusu Don Kişotumuz Mehmet Kızıltaş‘a, Karanlıkta Dialog Hakan Elbir‘e ve bize yardımcı olan tüm ekibe çok teşekkür ederim.