İk Zirvesi ‘14 Güzel Konferans, İyi Konuşmacılar, Başarılı Organizasyon, Ruhu Ve Atmosferiyle Tam Anlamıyla Zirve. Geleneksel hale dönüşen bu yıl 19. su düzenlenen ülkemizin nadir konferanslarından birisini daha icra etmiş bulunmaktayız.
Özellikle profesyonel iş yaşamına soluk getirme ve çapraz konular ile ufku genişletme gayesi güdenlere güzel olanaklar sağlıyor. 19. su düzenlenirken benim toplamda 2, aktif olarak 1. MCT deneyimimdi.
Sıradan bir olaydır belki birçoğunuz fark etmiştir. Genelde konferans, panel, seminer ve yahut adı her ne ise belirli bir amacı paylaşmak veya dinlemek üzere yapılan tüm organizasyonlar da açılış öncesi karayip korsanları müziği verilir ve sonrasında uykusundan yeni uyanmış gözleri mahmur bir konuşmacı sahneye çıkar ve gün boyu olacakları bir çırpıda söyler. Fakat MCT öyle mi yaptı? Tabi ki hayır. Fuaye gezintisi sırasında bir çan sesi yankılandı ve herkes Rumeli ana salona toplanmaya başladı. İçeride bir yerimizi almıştık ki, ters takılmış 8 köşe kasketiyle bir genç sahneye çıktı ve saksafona benzeyen bir çalgı aleti ile melodi çalmaya başladı. Ardından Whoopi Goldberg benzeri bir hatun kişi sahneye çıktı, elinde Afrika yerel vurmalı çalgısıyla bir başladı şarkıya. Herkes şaşkın. Öyle bir ses var ki… Efsane. Iyeoka isimli bu şarkıcı esasında bir şair imiş. Benim dinlediğim müzik tarzı olmadığı için daha önce hiç dinlememiştim. Ama çok iyi geldi bu açılış. Sabahımız şen oldu. Malum uzak semtlerden gelenler, trafik ve erken kalkmak zorunda kalanlar ziyadesiyle dinlenmiş oldular şarkı eşliğinde.
Ardından sunum için sahneye Didem Tekay ve Alper Utku çıktı. Bu arada Alper utkunun kıyafetini çok beğendim. Seneye beni konuşmacı olarak alırlarsa bu tip bir kıyafet ile sahneye çıkacağım =)
Ana oturumlar ile konferans seyri devam etti. Aralarda fuaye de yoğun network çalışmaları ve blogger arkadaşlarımla sohbetler ve değerlendirmeler. Genel anlamıyla oturum ve network arasında kalmak bu olsa gerek. Ayrıca akıllı telefonların ortak özelliği olan şarj aleti taşıma zorunluluğu ilk gün unutmam ve TwitNot (konuşmalarda not defteri kullanmak yerine, twit atarak not tutmaya yarar) sistemi sayesinde şarjımın hızlıca emilmesi ile bir ara mağdur kaldım. Çareyi simultane çevirmen arkadaşlardan rica ederken buldum. İş profesyonellerinin ağırlıklı olarak Apple tercihine inat benim gibi Samsung kullanan bir monitoring ekip arkadaşım telefonumu şarj etme nazikliği gösterdi.
Genel konuşmalarda en etkilendiğim nokta uzak coğrafyalardan gelen farklı dünyayı, farklı kültürü ve farklı bir yaşamı yaşayan yabancı konukların ülkemizin sosyal yaşamını öğrenmiş ve hatta gündemden dem vurup bizlere ne kadar ilgili olduklarını göstermiştir. Pek rastlayamayacağımız düzeyde Atatürk ve liderliği ile ilgili konuşmaları yabancı konuklardan dinlemek hoş sürpriz oldu bizlere. Atatürk dışında geçen sene oluşan Gezi parkı olayları ve toplumun ideolojik yapısına değinen konuşmacılar, dünyaya felsefe olarak nam salan Mevlana dan girip Sufilik den çıktılar. Düşünsenize 1 konuşma için çok aykırı bir ülkeye gideceksiniz ve konuşmanızı o ülkenin kültürü ile bağdaştırmak adına o ülkeyi tanımaya gayret edeceksiniz. Bence bu çok iyi bir hamleydi. Hatta 2. gün başında dünün özeti olarak ne hissettiklerimiz sorulduğunda ilk mikrofonu alan ben deniz; bu güzellikten bahsedip teşekkürlerimi ilettim.
Organizasyon çok ayaklı ve 2 gün gibi uzun bir zamana yayılmasına rağmen sorun olan pek bir hadise yoktu. Mesela katılamayanlar için pozitif tv internet üzerinden canlı yayın bile yaptı.
Sadece güzelliklere odaklanmak organizasyonu düzenleyen ekibe bir şey katmayacağı için gözlemlerime dayanarak bazı eksiklikleri iletmek istiyorum.
Malum gündem sosyal medya artık tüm dünya bunu konuşuyor. Peki sosyal medya bağını insanlar en çok hangi araç ile gerçekleştiriyor? Tabi ki akıllı telefonlar ve tabletler ile. Peki bunların ortak sorunu ne? Enerji. Yani priz. Ve o prizler o organizasyonda yoktular. Organizasyon ekibinden ricamdır, lütfen artık bunu görmezden gelmeyin. Bu değişime özen gösterip artık wii-fi ağına el atıp masa altlarına, en azından belirli noktalara priz ve yahut usb girişi ekleyin. Konuşmacı masalarında usb girişi olsaydı bile çok işimize yarayacaktı. Maalesef olmadı.
Değineceğim diğer sorun ise Öğrenci kategorisinden davet edilen arkadaşların yemek hakkı olmayışıydı. Benim nazarımda bu bir sorun. Mct küçük hesaplarla uğraşacak bir kurum değil. Öğrenciler geleceğin iş profesyonelleri ise bu tip konferanslarda onlara yer vermek adına bu sorunun giderilmesi gerektiği kanaatindeyim. Ki üniversite işbirliği ile konferansın izlenimleri gelemeyen öğrencilere de ulaşsın. Yemek çeki olmayan öğrencilerin Lütfi Kırdar ve çevresinde yemek yiyebilecekleri bir yer aradığını düşündüğümde zorlandıklarını anladım. Çünkü uygun bir yer yok. Bir Borsa Restaurant var. O da öğrenim kredisini masada bırakıp kalkmalarına imkân tanıyan bir menüye sahip. Eğer bu anlamda bir çözüm olursa birçok kişi sevinecektir.
Öneri olarak da; konferansa üniversite işbirliği sağlanıp, öğrencilerin iş dünyasına dâhil edilmesini sağlamak gerekiyor. Orada karşılaştıkları profesyoneller ile network çalışması yapmak, staj gayesi güdenlere destek olabilmek adına mini kariyer salonu tedarik etmek gibi şeyler organize edilebilir. Düşünsenize, hem öğrencisiniz, hem Mct tarafından bu büyük zirveye davet edildiniz ve hem de stajınızı ve yahut işinizi burada buldunuz. Burada hem organizasyona hem de dâhil olan kurumlara büyük işler düşmektedir.
Organizasyona dair oturum yazılarımı daha sonra ileteceğim. Şimdilik genel algım ve kanaatlerimi paylaşarak gelmeyen arkadaşlarımı bilgilendirmek istedim.