Yaklaşık bir ay evvelinden sayın Çağlar Çabuk tarafından davet edilmiştim bu konferansa. Çok önemli ve teknik bir konu olduğu için yerinde ve önemli kişilerden tecrübelerini dinleme fırsatına nail olduk.
Fevziye Mektepleri Işık Okulları Maslak Kampüsü işyerimin karşısında olduğu için ulaşmakta hiç zorluk çekmedim =) Konferansta daha önceden tanıştığım Çağlar Çabuk, Bahar Öztop, Meltem Ferendeci Özgödek vardı. Ayrıca twitter üzerinden sürekli irtibatta olduğum fakat ilk defa yüz yüze karşılaştığım Alper Yılmaz, Artemiz Güler, Elif Şenol, Serap Doğan da bulunmaktaydı. Onlarla karşılaştığıma çok memnun oldum.
Konumuz Mobbing
Mobbing, iş ortamında psikolojik baskı yaratma anlamına gelir. Mobbing uygulayan kişiye genel anlamda zorba diyebiliriz. Maruz kalana veya kendini sakınamayana ise mağdur denmektedir. Mağduriyet sonrası bireyin psikolojisi bozulmakta ve görev ve sorumluluklarını yapamaz hale gelmektedir. Bireyi işe bağlayan pek bir neden kalmadığı gibi en kısa sürede ayrılmayı düşünür. Daha somut örneklerde intihar, boşanma, çevresel şiddet olayları mevcuttur.
Teknik bir o kadar da duygusal bir konu. Neticede soyut bir kavram ve ispatlaması çok zor. Konunun uzmanları detayları ve karşılaşılan örnekleri bizlerle paylaştılar. Öyle zor durumda kalan insanlar oluyor ki bu baskının şiddetinin kaynağını sorgulamamak elde değil.
Genel görüntüsüyle mobbing uygulanan birey mağdur oluyor. Yapılan araştırmalarda yüzde 77 oranla en sık kadın çalışanların mobbinge maruz kaldığını öğrendik. Esas şaşılacak konu ise kadınlara ağırlıklı olarak kadınlar mobbing uyguluyor. Bu durumdan ötürü Prof. Dr. Azize Ergeneli özellikle kadınların daha dikkatli olmasını önerdi. Bilinçli bir kişinin bu tip durumlarda tepkisi ve taviz vermeyen duruşu sayesinde daha az zarar gördüğü bir gerçek. Suistimal edilen ödünler mobbingi doğurmaktadır.
Mağdur ne yapmalı?
Öncelikle haklıyken haksız konuma düşmemeli, yani fevri davranışta bulunarak kendiside şiddet ve baskıya baş vurmamalıdır. Varsa kurumda bu tip bir düzenleme, ona riayet ederek gerekli başvuruyu yapmalıdır. Eğer mobbing ve tacize dair bir düzenleme yoksa o zaman üst düzey yöneticiye durumu izah etmeli ve profesyonel olarak yardım almalıdır. Kendisini asla ezdirmemeli, olanlara boyun eğmemeli asla hasır altı etmemelidir.
İşyerleri ne yapmalı?
Bugün molada bu konuyu konuşurken iş yerlerinin duyarsız kaldıklarını ilettim. Yani cevapları genelde bizde mobbing olmaz ki. Bizim çok sağlam kurum kültürümüz var o yüzden kimse mobbinge taviz vermez gibi özgüven ifadeleri duyuluyor. Tabi bunun başlıca sebebi bu cevapları verenlerin ne mobbingden ne de kurumda dönen oyunlardan haberi var. Öncelikle topyekûn bilgilendirme ve bilinçlendirme operasyonu yapılmalı. Tepe yönetimden baslanarak kurumun en küçük birimlerine kadar iş yerinde pskilojik baskı, cinsel taciz ve mobbingi kapsamlı bir şekilde paylaşmak gerekiyor.
Özellikle insan kaynakları departmanı konuya gereken hassasiyeti göstermeli ve Öncül adımlar atmalıdır. Mobbing şikayet ve destek Hattı kurmalı, gelen taleplere öncelik vermelidir. Yapılan şikayette hızlı bir şekilde koordinasyon toplantısı yaparak davalı, davacı ve varsa tanıkları araya zaman koymadan dinlemeli. Objektif bir karar alabilmek için tüm tarafları dinlemelidir.
Özellikle çok uluslu şirketlerde din, inanç, felsefe, ırk, cinsiyet gibi konularda mobbing yapılabilmektedir. Önüne geçmek adına etik kodları kurum kültürüne nakşetmeli ve bireylerin bu anlamda empati kurabilmesini sağlamak gerekiyor.
Sorunun temelinde insani olmayan içgüdüsel davranışlar yatmakta. Bunlar kıskançlık, cevapsız şüpheler ve bir alanda üstün olmaktır. Genellikle performans yönünde başarılı bireylere baskı uygulanarak pasifize etmek yatar. Dikey mobbing en sık görülen vaka iken, yönetimin mantık dışı bir karar ile içerideki rekabeti, personeli birbirine kırdırmak üzerine düzenlemesi yatay mobbinge çanak tutmakta. Bu durumda bireyler yan masasındaki çalışana yüklenme, baskı altına alma ve pskilojik üstünlüğü ele geçirme davranışlarında bulunurlar.
Her ne şartlarda olursa olsun farkettiğiniz takdirde müdahale etmeli ve bildirimde bulunmalısınız. Yazımı Çağlar Çabuk’un attığı maildeki temenni ile bitiriyorum.
“Daha mutlu bir çalışma yaşamının inşası için nice işbirliklerine…”