İkincisi düzenlenen mobing forumunda ana tema açılan davalar ve ispatlar üzerine kuruluydu. Mobingin ağırlıklı olarak hukuki tarafları incelendiği için konuşmacılar hukukçuydu. Genel algı; Mobing Rüşvet gibidir. İspatı ve tanığı olmaz. Bu algı yüzünden gerçek mağdurlar dava açamıyor veya korkuyor. Bu sebeple avukatlar ve diğer hukuk organları konu hakkında daha bilinçliler ve insanları bu yönde telkin edebiliyorlar.
Mobing, bir veya birden fazla kişi tarafından sistematik ve sürekli yapılan baskı ve rahatsızlığa denir. Tanımlama kısmında yapılan hatalar sebebiyle bu davalarda çeşitli önyargılar oluşmuş. Pek çoğumuz maruz kaldığı veya bıraktığı durumun mobingle alakalı olup olmadığını bilmez iken mahkeme salonlarında bu tip davaların ağırlıklı olarak art niyetli olduğu düşünülmekte. Bunun en önemli sebeplerinden birisi de mobing maruz kalan kişiler dava açmaya direnirken, işten çıkarılan veya çıkmaya çalışan kişilerin maddi kazanç uğruna mobing bahane etmeleri.
Mobing Şüphesi
Başınıza gelen olayların mobing olduğunu düşünüyorsanız profesyonel bir yardım almanız gerekmektedir. Bu hususta psikolojik destek, mentor saydığınız dışarıdan objektif değerlendirebilecek bir kişi veya mobing derneğine başvurabilirsiniz. Farklı gelişen olayları mobing olarak yorumlamak beraberinde çeşitli sorunları da getirmektedir. Mobing de “2 S” kuralı doğrultusunda değerleme yapabiliriz. Sistematik ve Süreklilik.
Genelde mobing kavramına hakim olamayan hakimler, fevri kararlar vererek davaların gidişatına zarar getirebiliyor. Burada Av. Alper Yılmaz şöyle bir öneri sunuyor; bir mobing davası genelde dosyalar üzerinden yürütülür. Burada hakim maneviyatı anlayabilmek için mobing mağdurunu duruşmaya çıkarıp dinlemelidir. Dosyada yazanlar avukatların ifade biçimlerini içerir. Fakat duruşmaya gelen mağdur konuşurken hakime bir nebzede olsa maneviyatı aktarabilir. Ayrıca dava ile ilgilenen savcı mobing veya psikolojik araz konularında yetkin değilse konuyu zorunlu bilirkişiye aksettirmesi gerekir.
Mobing dava örnekleri incelerken, bir davada hakimin mağdurun işyerinden çevresi ve ev halkından bazı kişileri tanık olarak dinlemek istemiş. Bu sayede hem işyerindeki ambiansı hem de bireyin ev halkına yansıttıkları öğrenilmiş olacaktır. Ayrıca dava sonrası mahkeme heyeti davacının yaptıklarını da inceliyor. Yani davada kazanan kişi gerçekte ne için davayı açtı ve neler yapıyor? bu sayede öğrenebiliyorlar.
Mobing ispatı nedir? İspata zorunlu mu?
En kilit soru bu esasında. Çağlar hanımın bu forumu ikinci kez düzenlemesine sebep de medyada çıkan yanlış yönlendiren bir haber. Medya Mobingin ispatlanmasına ve delil sunulmasına gerek olmadığını belirtmiş, bu sayede dava kazanılabileceğini yanlış bir şekilde aktarmıştır. Hukuki süreçlerin bütününde bir dava işlenirken bir kaç kaynak aranır. Davalı, davacı, delil, tanık. Bu şekilde olmayan davalar hukuki olarak işleyemez. Tanıksız ve delil olmayan bir suçlama sonuçlanamaz.
Mobing davalarında en önemli ispat mağdurun psikolojisinin bozulduğuna dair bir rapor. İş ortamından tanıklar veya yazılı belgeler. Bu belgeler içerisine mailler, sms, sosyal medya paylaşım ve yorumları, uyarı ve ihtar gibi belgeler dahil edilebilir.
Psikolojik bozukluk raporu gerekli midir?
Elbette. Alper bey bireyin fiziki arazı dışında psikolojik arazı da önemlidir diyor. Yani mobing neticesinde fiziksel bir değişiklik ve bozulma olmazken ağırlıklı olarak psikolojik sorunlar oluşuyor. Mobing vakalarında genellikle depresyon, intihar gibi sonuçlar ile karşılaşılmaktadır. Daha tehlikeli olabilecek bir sonuç ise mağdurun tahammül edemeyip, sorumlu gördüğü ve duyarsız kalan kişilere karşı şiddete başvurması.
Mobingin Yasalardaki Yeri
Öncelikle mobing dünyanın her yerinde olan ve insani olmayan ama insanlara özgü bazı içgüdülerin dışa vurumu olarak yaşanmaktadır. Bazı ülkeler bu tip durumları öngörerek yasalaştırmışlar. Bunların başında Heinz Leyman isimli İsveçli bilim adamının yaptığı araştırmalar ve gözlemler İsveç hükümetinin konuyu yasalaştırmaya yöneltmiştir. Aynı şekilde Fransa’da da Marie Hirigoyen isimli kadın bilim adamı sayesinde hükümet yasa çıkartmıştır. Hatta Fransa hukukunda mobing davası sonuçlandığında uygulayan kişiye 2 yıl hapis ve 30000 euro para cezasını kesiyor. Cezaların ertelenmesi olmuyor. Bu caydırıcı olabilecekken yine Fransa’da 2008 yılında büyük bir telekom şirketinde toplu intiharların olduğu gözlemlenmiş ve mobing olabileceğine dair araştırılmıştır. Şu anda dava sürmektedir.
Ülkemizde ve birçok ülkede mobing yasal mevzuata dahil edilmemiş olsa da, birden çok yasa içerisinde değerlendirilmektedir. Ama Çağlar Çabuk yaptığı onca araştırma ve düzenlediği seminerler ile ülkemizde de mobing yasası çıkartacağına inanıyorum.